Fakültemiz Sağlık, Kültür ve Etik Öğrenci Topluluğu tarafından ‘18 Aralık Dünya Sağlık Yöneticileri Günü’ nedeniyle bir panel düzenlendi.
İl ve üniversite protokolü, davetliler ve çok sayıda öğrencinin takip ettiği panel saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından açılış konuşmaları ile devam etti.
İlk olarak söz alan Fakültemiz Dr. Öğretim Üyesi Gülşen Çetin Aydın, Türkiye’de Sağlık Bakanlığı bünyesinde Sağlık İdaresi Yüksekokulu kurularak 18 Aralık 1963 tarihinde lisans düzeyinde öğretime başlandığını belirterek, “Sağlık Yöneticiliği bölümünün amacı; sağlık sistemlerinin yapısını tanıyan, işlevlerini yakından takip eden, yönetici olarak sorunlara yapıcı ve sürdürülebilir çözüm üretebilen, hem akademik hem de uygulamaya yönelik yaklaşımlar üreten, çağdaş yönetim anlayışı ile donatılmış sağlık yöneticileri yetiştirmektir. Hedefimiz sağlık sektörünün ihtiyacı olan nitelikli insan gücünün yetişmiş insan sektörüne kazandırılmasıdır.” dedi.
Fakültemiz Dr. Öğretim Üyesi Mehtap Çakmak Barsbay ise, “Bir sağlık kurumunu yönetmek için özel bir eğitim gerektiği 1910’larda fark edilmiş ve 1934 yılından itibaren çeşitli üniversitelerde lisansüstü Hastane Yöneticiliği programları açılmaya başlanmıştır. Elli yıl önce hastane yöneticisi, yönetim rolü için özel bir eğitim görmemişken bugün bu kişi 'Yönetim Kurulu Başkanı' yani CEO adını almakta, mesleki birliğin üyesi olabilmekte ve içinde bulunduğu örgütün tüm faaliyetlerini yürütebilmektedir. Sağlık hizmeti veren kuruluşların tıbbi olmalarının yanı sıra ekonomik ve sosyal amacı olan örgütler de oldukları anlayışının gelişimi ile bu kurumlar profesyonel yönetim eğitimi almış kişiler tarafından yönetilmektedir. Sağlık Kurumları Yöneticiliği; hastane yöneticisi, sağlık planlamacısı, bakımevi yöneticisi, klinik yöneticisi ve sağlık bakım yöneticisi gibi farklı rol ve unvanlar altında yerine getirilmektedir.” şeklinde konuştu.
“Açılış konuşmalarının ardından Fakülte Dekanımız Prof. Dr. Ali Şahin’in modaretörlüğündeki panele geçildi. Panelde ilk olarak söz alan İl Sağlık Müdürü Dr. Hasan Arslan ‘Sağlık Bakanlığı merkez teşkilatı ve taşra teşkilat yapılanması’ konulu sunumunu gerçekleştirdi. Tablolar üzerinden istatistiki bilgiler aktaran Dr. Arslan, Sağlık Bakanlığı, illerdeki teşkilatlanması ve Karaman İl Sağlık Müdürlüğünün teşkilat şemaları, Karaman ili sağlık tesislerinin konumu, personel sayıları, sağlık hizmetleri, muayene ve müracaat sayılarından bahsetti.
Dr. Arslan, “Sağlık sistemi sektörel bazda düşünüldüğü zaman en yoğun sektör. Vatandaş sağlıktan faydalandığı kadar hiçbir şeyden faydalanmıyor. Vatandaş ne kadar sağlıklı olursa şehir ve ülkeye katma değeri o kadar artıyor. Bu sebeple hastaneler sürekli geliştiriliyor. Bu anlamda da profesyonel yöneticilere ihtiyaç doğuyor. Kendimizi sürekli geliştirmeli ve değişime ayak uydurmalıyız. İnanıyorum ki Sağlık Bakanlığı’nın yönetimsel organizasyonda vazgeçilmeyen personeli olacaksınız.” diyerek sözlerini noktaladı.
Fakültemiz Dr. Öğretim Üyesi Aytuğ Altın ise ‘Sağlık yönetimi disiplininin gelişimine genel bir bakış’ konulu sunumu ile sağlık yönetiminin tarihsel gelişim sürecini katılımcılarla paylaştı. Dr. Öğr. Üyesi Altın, “Eski uygarlıklarda hastaneler ibadethane olarak inşa edilmiş mekânlardır. Hasta bakımı çoğunlukla din adamları, büyücüler ya da dönemin yaşlı bilge insanları tarafından yapılmaktaydı. Hekimlik ise eğitimi alınan bir meslek olmaktan çok tıbbi bilgilerin babadan oğula geçtiği bitkilerle tedavi denemeleri ile olmaktaydı. Hastane yapım başlangıcının Eski Hint’te M.Ö. 6. yüzyıla dayandığı bilinmektedir. 13. yüzyılda tüm Avrupa’da 19 bin hastane ve benzeri örgüt bulunmaktaydı. 15. ve 16. yüzyılda yaşanan Rönesans dönemi tedavi ve müşahedenin benimsendiği bir dönemdir. Bu dönemde çeşitli üniversitelerde tıp eğitimi verilmeye başlamış, hastaların tedavisinin yapılması için özel klinikler oluşturulmuştur. 18'inci yüzyılda klinik ve anatomik incelemeler ile hastalıkların daha doğru bir şekilde teşhisi mümkün olmuştur. 18'inci yüzyıl sonrasında uzmanlaşmalar yaygınlaşmaya başlamış, hastane yönetmeliği oluşturulmuştur. 19'uncu yüzyılda eğitimli hekim ve diğer sağlık personeli eksikliği baş göstermiş ve bu dönemde özel sağlık okulları kurulmuştur. 20'nci ve 21'inci yüzyılda ise sağlık hizmetlerinde eğitimde ve teknolojik olarak yaşanan gelişmelerle birlikte dünya genelinde kamu ve özel hastane sayıları artış göstermiştir.” dedi.
Dr. Öğr. Üyesi Altın konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye tarihi boyunca hastaneler büyük oranda devlet eliyle kurulmuş olsa da vakıflar bünyesinde de hastaneler kurularak sağlık hizmetlerine katkıda bulunulmuştur. Sağlık sistemini ve hastaneleri daha çağdaş yönetim anlayışı ile yönetmek, hekimi sağlık hizmeti üretiminde tutmak ve mesleki görevi dışında kullanmamak için, sağlık kurum ve kuruluşlarına idareci yetiştirilmesi amacıyla lisans düzeyinde öğretime başlanmıştır. Böylece bölüm mezunları, Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarında, Sosyal Güvenlik Kurumunda ve diğer kamu hastaneleri ile kuruluşlarında uzman yardımcısı ve yönetici adayları olarak istihdam edilmektedir. Sağlık sektöründe yaşanan hızlı ve sürekli değişim, sağlık kurumları yönetiminin de dinamik bir yapıya bürünmesi zorunluluğunu beraberinde getirmiştir. Ayrıca sağlık kurumları yöneticilerinin bu hızlı değişime ayak uydurabilecek bilgi ve beceri birikimine sahip olması gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır."
Panelde son olarak söz alan Fakülte Dekanımız Prof. Dr. Ali Şahin, Türkiye’de sağlık hizmetlerinin eskiye göre çok değiştiğini vurgulayarak, “Lider, yönetici; nedeni hemen keşfeden ve çözüm için eyleme geçen kişidir. Yönetici kontrol eder ve geliştirir. Ayrıca liderlikte dil de çok önemlidir. İletişimin kaynağı da dildir.” dedi.